Öneri Formu
Hadis Id, No:
24443, B006649
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ وَالْقَاسِمِ التَّمِيمِىِّ عَنْ زَهْدَمٍ قَالَ كَانَ بَيْنَ هَذَا الْحَىِّ مِنْ جَرْمٍ وَبَيْنَ الأَشْعَرِيِّينَ وُدٌّ وَإِخَاءٌ ، فَكُنَّا عِنْدَ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ ، فَقُرِّبَ إِلَيْهِ طَعَامٌ فِيهِ لَحْمُ دَجَاجٍ وَعِنْدَهُ رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَيْمِ اللَّهِ أَحْمَرُ كَأَنَّهُ مِنَ الْمَوَالِى، فَدَعَاهُ إِلَى الطَّعَامِ فَقَالَ إِنِّى رَأَيْتُهُ يَأْكُلُ شَيْئًا فَقَذِرْتُهُ، فَحَلَفْتُ أَنْ لاَ آكُلَهُ. فَقَالَ قُمْ فَلأُحَدِّثَنَّكَ عَنْ ذَاكَ ، إِنِّى أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى نَفَرٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ نَسْتَحْمِلُهُ فَقَالَ "وَاللَّهِ لاَ أَحْمِلُكُمْ ، وَمَا عِنْدِى مَا أَحْمِلُكُمْ." فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِنَهْبِ إِبِلٍ فَسَأَلَ عَنَّا . فَقَالَ "أَيْنَ النَّفَرُ الأَشْعَرِيُّونَ." فَأَمَرَ لَنَا بِخَمْسِ ذَوْدٍ غُرِّ الذُّرَى ، فَلَمَّا انْطَلَقْنَا قُلْنَا مَا صَنَعْنَا حَلَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ يَحْمِلُنَا وَمَا عِنْدَهُ مَا يَحْمِلُنَا ثُمَّ حَمَلَنَا ، تَغَفَّلْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَمِينَهُ ، وَاللَّهِ لاَ نُفْلِحُ أَبَدًا ، فَرَجَعْنَا إِلَيْهِ فَقُلْنَا لَهُ إِنَّا أَتَيْنَاكَ لِتَحْمِلَنَا فَحَلَفْتَ أَنْ لاَ تَحْمِلَنَا ، وَمَا عِنْدَكَ مَا تَحْمِلُنَا . فَقَالَ "إِنِّى لَسْتُ أَنَا حَمَلْتُكُمْ ، وَلَكِنَّ اللَّهَ حَمَلَكُمْ ، وَاللَّهِ لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا ، إِلاَّ أَتَيْتُ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ وَتَحَلَّلْتُهَا."
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdülvehhâb, ona Eyyûb, ona da Ebu Kilâbe ile Kasım et-Temimi, onlara da Zehdem şöyle rivayet etmiştir:
Cürm kabilesinden olan bu topluluk ile Eş’arîler arasında bir dostluk ve kardeşlik vardı. Biz, Ebu Musa el-Eş‘arî’nin yanında bulunuyorduk. Kendisine içinde tavuk eti bulunan bir yemek getirildi. Yanında, sanki mevalîden biriymiş gibi görünen, Teymullah kabilesine mensup kırmızı tenli bir adam vardı. Ebu Musa onu yemeğe davet etti. Adam, 'Ben onun bir şey yediğini gördüm ve onu iğrendim. Bu yüzden onu yemeyeceğime dair yemin ettim' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa, 'Kalk! Sana bu konuyla ilgili bir şey anlatayım' dedi ve şöyle devam etti: 'Ben, Eş'arîlerden bir grup ile birlikte Rasulullah’ın (sav) yanına giderek, bize binek sağlamasını istedik. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Vallahi, sizi bindirmem. Zaten yanımda da sizi bindirecek bir şey de yok."
Sonra Rasulullah’a (sav) ganimet olarak bazı develer getirildi. Rasulullah (sav) bizi sordu ve şöyle buyurdu: "O Eş'arîler nerede?" Sonra bize, alınları beyaz olan beş dişi deve verilmesini emretti. Yola koyulunca kendi aramızda şöyle konuştuk:
'Biz ne yaptık böyle? Rasulullah (sav), bizi bindirmeyeceğine ve yanında da bindirecek bir şey bulunmadığına yemin etmişti. Ama sonra yine de bizi bindirdi. Rasulullah’ın (sav) yeminini boşa çıkardık. Vallahi asla kurtuluşa eremeyeceğiz!'
Bunun üzerine tekrar onun yanına döndük ve şöyle dedik: 'Ey Allah’ın Rasulü! Sana gelmiş, bizi bindirmeni istemiştik. Sen ise bizi bindirmeyeceğine ve yanında da bindirecek bir şey olmadığına yemin etmiştin.' Ardından Rasulullah şöyle buyurdu: "Sizi bindiren ben değilim; bilakis Allah sizi bindirdi. Allah’a yemin ederim ki, bir kimse üzerine yemin edip de sonra o yeminden daha hayırlı bir şey görürse, mutlaka o hayırlı olanı yapar ve yeminini bozar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 4, 2/603
Senetler:
()
Konular:
Yemin, yemin kültürü ve lafızları