Giriş


Açıklama: Peygamber Efendimiz burada bize konuşma ve hitab edebini öğreti­yor. Mevkî ve durum bakımından en aşağı seviyede olan köle ile efendi arasındaki hitab edebî, temel ölçü olarak ele alınırsa, bunlar dışındaki konuşma ve karşılıklı hitapların daha büyük önem ve ciddiyet kazanacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Dinimiz bize nezaket ve tevazuu, hoş ve tatlı söz söylemeyi emrediyor. Azamet ve ululuk Allah Tealâ ya mahsustur. Yetiştirici ve terbiye edip kemale erdirici manâsını taşıyan Rab ismi, Allah Tealâ'nm isimlerinden ol­duğu cihetle, köle veya hizmetçinin efendisine Rabbım, diye hitap etmesi caiz olmaz. Uygun düşen, efendim diye çağırmasıdır. Efendisi de hizmetçi veya kölesine, kulum veya kölem diye hitap etmiyecek, delikanlım, kızım ve oğlum diyecektir. Çünkü Allah'ın yarattığı bütün insanlar, onun kulla- ndır. Kul, kula büyüklük taslıyarak, kibirlenerek kulum diyemez. Kibirlen­mez ve büyüklenmek haramdır. İşte bu ölçü dairesinde hareket ederek her kademedeki insanların kar­şılıklı olarak birbirlerine hitapları nezaket ve itidal kıvamını açmamalıdır. Büyüklenme haram olduğu gibi, büsbütün küçülüp başkasına kul olmak da haramdır. Saltanat ve İzzet Allah'a mahsustur. Allah dan başkasına kulluk edilmez. Şahsa hitap şekli ile, işçim, memurum, hizmetçim, aylıkçım, kira­cım, hammalım denmesi edebe aykırıdır, örfe göre en kibar kelimeleri kullanarak ne muhatap rencide edilmeli, ne de hitap eden büyüklük tas-lamalıdır. Aşağı rütbe ve mevkide bulunan şahıs âaf üstüne haddinden faz­la tazim ifade edecek Mevlâm, velİyyi nimetim gibi sözler kullanmamalıdır, Amma insanın yüzüne karşı hitap şekli ile değil de, onun gıyabında başka­sına hizmetçim şöyle yaptı, işçim böyle dedi gibi ifadelerde bir beis yoktur.

    Öneri Formu
164022 EM000210 Buhari, Edebü'l-Müfred, 107